Türk Kızılayı İstanbul Şubesi, sivil katliamlarla insanlık dramı yaşayan Halep halkına insani yardım ulaştırmak için yola çıktı. Türk Kızılayı İstanbul Şube Başkanı İlhami Yıldırım savaştan kaçan Suriye vatandaşları için yardım çadırları kurulduğunu belirterek, “Gerekirse Türkiye'deki kamplara alacağız. Türkiye'deki kamplarımızda şuan 150 bin kişiyi karşılayabilecek hazır yerimiz var” dedi. Suriye’nin Halep kentinde halkı hedef alan saldırılarda sağ kalmayı başaran siviller açlıkla mücadele ediyor. Yıkıntıların arasında hayatta kalma mücadelesi veren siviller için Türk Kızılayı İstanbul Şubesi bağışçıların desteği ile, bin 250 ton un yardımı hazırladı. Hazırlanan unların 125 tonu tırlarla Cilvegözü Sınır Kapısına ulaştırıldı. Çuvalların üzerine yazılan 'Yalnız Değilsiniz' notuyla hazırlanan yardımlar önümüzdeki günlerde etaplar halinde Halep’e ulaştırılacak. Yardımların hazırlanması ve Halep’e ulaştırılması için ekiplerle birlikte çalışan Türk Kızılayı İstanbul Şube Başkanı İlhami Yıldırım, "Aylardır büyük bir insanlık dramı yaşanıyor. O ekrandaki görüntüleri izlediğimizde kendimizden utanıyoruz. Ailemizden çocuklarımızdan utanıyoruz. Allah kimsenin başına vermesin. Ama biz Allah'a şükürler olsun ki tüm dünyanın pek çok ülkelerin ciddi tepkiler vermemesine rağmen Türk milleti olarak başta cumhurbaşkanımız olmak üzere en ciddi şekilde tepkilerimizi ortaya koyuyoruz. Ve her zamanki gibi Türk halkımızda sürekli bu tepkinin yanındalar ve her türlü desteği de sağlıyorlar” diye konuştu. “Bize Birleşmiş Milletler tarafından verilen paranın pek çoğunu vermediler” Dünya üzerindeki kurumların yardım yaptığını fakat yapılan yardımların yetersiz olduğunu söyleyen Yıldırım, “Tabi ki dünya üzerindeki kurumların hepsi gerekli şekilde yardımlarını yapıyorlar ama bizim yaptığımız yardımlara göre tabiri caizse devede kulak kalıyor. Maalesef istediğimiz şekilde yardımları yapmıyorlar. Sayın cumhurbaşkanımızda söylemişti, bize söz verilen Birleşmiş Milletler tarafından verilen paranın da pek çoğunu vermediler. Kızılay üzerinden vereceklerdi. Bu paranın da gelmesini bekliyoruz. Ufak bir kısmı geldi. Bu yardımları da Kızılay üzerinden yine ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz. Ama maalesef ciddi şekilde yeterli değil yardımlarımız” şeklinde konuştu. “Türkiye'deki kamplarımızda şuan 150 bin kişiyi karşılayabilecek hazır yerimiz var” Ateşkesin ilan edilmesinin ardından Halepli vatandaşların güvenli bölgeye ulaştığını söyleyen Yıldırım, “İlk önce bölgeden yaralı ve çocukları çıkarıyorlar. Hastaları çıkarıyorlar. İdlip bölgesinde AFAD 80 bin kişilik bir kap hazırlığına başladı. Türk Kızılayı olarak bizde malzemesel olarak desteklerini veriyoruz. Çadırını alt yapısını oluşturmaya çalışıyoruz. Yine o bölgede yıllardır süren savaş karşısında güvenli bölge dediğimiz ve son zamanlarda Türk silahlı kuvvetlerimizle beraber gidip Cerablus bölgesinde ki güvenliği sağladıktan sonra orada daha rahat hareket etmeye başladık. Ama 4 buçuk 5 yıldır zaten biz bu bölgelere hizmet ediyoruz. 200 bin kişilik kampımız var. 80 bin kişilik bir kamp bekliyoruz. Ama biz o bölgeden Halep bölgesinden 50- 60 bin civarında bir nüfus bekliyoruz. Bununla ilgili bizde 80 bin kişilik yapıyoruz. Türkiye'deki kamplarımızda da şuanda boşluklarımız var. Gerekirse Türkiye'deki kamplara alacağız. Hastaların da buraya gelip tedavi olmalarını sağlayacağız. Devletimiz başbakanımız bununla ilgili tüm talimatları zaten verdiler. Türkiye'deki kamplarımızda şuan 150 bin kişiyi karşılayabilecek hazır yerimiz var” ifadelerini kullandı. “3 yaşındaki kardeşimiz söylediği gibi 'anne cennette ekmek var mı?' sözü üzerine onları ekmeksiz bırakmamaya çalışacağız” Kendisine Suriyeli 3 yaşında bir çocuğun “Anne cennette ekmek var mı? Varda ölelim” sözlerinin hatırlatılması üzere Yıldırım , Suriye'den gelen, özellikle çocukların çektiği videoların yürekleri dağladığını söyledi. Yıldırım, “Binlerce hikayeleri var. Bizde İstanbul Kızılay başkanlığı olarak o bölgeye, o yavrularımızın ekmek yiyebilmesi için un gönderiyoruz. Şuan 250 ton unumuz sınırdan giriş yaptı. Yaklaşık 10 tırımız şuan bölgeye giriş yaptı. Oralardaki yerel lokasyonlardaki fırınlara dağıtımlarımızı yapıyoruz. Ve çadır kentlerdeki yerlere unlarımızı ulaştırıyoruz.